Kişisel Site Psd to Css // ruhum
User Panel
User Name
User Name
Advertise Panel
Connections

::.. e-Yalova ..:: Yalova ile İlgili Herşey

Yalova İlkleri

Ülkemizde demokrasinin gelişmesinde önemli bir tarihsel geçmişe sahip olan Yalovamız, günümüze kadar bir çok ilk’lere imza atmıştır. İşte günümüze kadar Yalovamızın ilk’leri ;

İlk kağıt Fabrikası Yalova’da kurulmuştur. (1741)
Osmanlı İmparatorluğunda varlığını kesin olarak belgeleyebildiğimiz ilk kağıt imalathanesi XVIII. Yüzyılın ortalarında Yalova da kurulan kağıthanedir. İlk Türk matbaasını kurucusu olan İbrahim mütefferikanın Yalova’da bir kağıt imalathanesi kurmak için 1741 tarihinde faaliyete geçtiğini biliyoruz.Gerek Mehmet Ali kağıtçının kağıtçılık tarihçesinde gerekse Osman Ersoy’un XVIII. ve XIX. Yüzyıllar da Türkiye’de kağıt adlı kitabında ye alan belge ve bilgilerden Yalova kağıt imalathanesi hakkında bir hayli bilgiye sahip bulunuyoruz. Hatta Nigar Anafartanın Hayat Tarih mecmuasında yayınlanan bir yazısından bu kağıthnede üretilen kağıtlarda stilize bir cami içinde "yalakabad sene 1158 " yazısı bulunan bir filigiranın da yer aldığını öğreniyoruz. Bu bilgilerden kağıt imalathanesinin kurulması ve işletilmesi için gerekli uzmanların Lehistandan getirilmiş. Bu ustalarla Mütefferika arasında yapılan anlaşmaya göre kağıthanenin aletlerinin bu ustalar tarafından yapılmasının ancak gerekli malzemenin devletçe sağlanmasının kararlaştırılmış olduğunu öğreniyoruz.
Lehli ustaların ülkelerine döndükleri zaman yerlerine geçebilecek elemanları yetiştirmesi de şart koşulmuştu. Mehmet Ali Kağıtçının aktardığı 1746 tarihli birkaç belgeden kağıthanenin kurulacağı çiftliğin satın alınması kağıthanenin suyunu temin eden derenin başkalarınca israf edilmemesi ve kasaba halkının bu sudan yararlanmaması derenin mecrasının düzenlenmesini ve korunmasını sağlayacak olan gayrimüslimlerin kimi vergilerden muaf tutulmalarına ilişkin hükümler yazılmış olduğunu öğreniyoruz. 18 Nisan 1745 tarihli bir belgeden kağıthaneye ikinci bir dolabın ilave edildiğini 7 Nisan 1754 ve 29 Mart 1746 tarihli iki belgeden padişah I. Mahmut’un yeni kurulan kağıt imalathanesinden çok memnun kaldığını, o kadar ki yaptığı kağıdı kendisine sunan İbrahim mütefferikaya 100 adet altın ihsan ettiğini 20 Temmuz 1746 tarihli bir başka belgeden ise kağıthanenin su azlığı yüzünden kapanmak tehlikesi ile karşılaştığını biliyoruz.
1749 yılının mayıs ayına kadar Yalova kağıt imalathanesinin faaliyetlerine ilişkin bilgiye sahip değiliz. Ancak bu tarihte eserini yazan Hamdi efendiden imalathanenin tam faaliyet halinde olduğunu, her cins kağıdın işlenmekte ve esnafa verilmekte, o kadar ki aslan damgalı kağıtlar revaçta olduğundan Avrupa kağıdından ayrılmaması için o filigranların taklit edildiğini öğreniyoruz. 1749 tarihin de Hamdi efendi tarafından yazılmış coğrafyaya ilişkin kitapta Yalova kağıthanesi ve oradaki kağıt imalathanesi hakkın da verilen şu bilgiler aktarmaya değer: “Ve keyfiyeti san’atı İstanbul’da eskici Yehud taifesinin cem eyledikleri köhne kırpasın kıyyesin sekizer akçeye kağıt emini olan Yazıcı –i sabık Ali efendiye verüp ol dahi mahalline gönderüp vardık ta ol tunç dibekle kırpas döverek vesiki sahi su ile gidüp pak olup bir yoğurt gibi köpük suyun üzerinde suut edip alup hıfzeder.
Vakti hacette bir ağız vasi bir fıçının içine bir miktar koyup su ile karıştırıldıkta yoğurt ayranı gibi bir cevher olur.” Büyük ve küçük kağıdına göre telden kalbur misalinde Çar köşe kasnağı ol suya gats ettirip yukarı kaldırıldıkta suyu telden aşağı fıçıya akup ol kalıp gibi telden kasnak üzerinde beyaz zar misal kalan şeyi keçe parçaları üzerine vaz edüp suları çekildikte birbiri üzerine aralıkta aba ve keçeler ile yığılmış temam suları kalmadıkta sırıklara sererler lakin buna yazı yazılmaz zira seyrek ve neşşaf (emici)’dir.
Sonra mahsusi kaynamış paça suyu içinde şap ile terbiyeli suya batırıp tekrar kurutup kavi ve tunç mengenelere sıktırırlar. Ondan sonra gönderip satıldıkta kağıtçılar mühreletirler. Bu kitabın yazılmış olduğu kağıt dahi Yalakabad kağıthanesinde işlenen kağıtlardandır.1760 senesinden sonra imalathanenin faaliyetini sürdürüp sürdürmediği kesinlikle bilinemiyor. Elimizde imalathanenin üretim bilgilerini içeren belgeler bulunmadığı için de Yalova kağıthanesinin ülkenin ihtiyacına ne kadar cevap verdiği saptanamıyor.


Roma’da yapılan Dünya Kaplıca Suları yarışmasında Yalova Termal Kaplıcaları Dünya 1. olmuştur (1911)
Yalova Termal Kaplıcaları, 4000 sene önce bir takım doğa olayları sonucu oluşmuştur. 2000 seneden beride insanların şifa aradıkları yer haline gelmiştir. Yalova Termal Kaplıcalarının ilk hamamları yaklaşık 1600 sene önce Bizans İmparatoru Constantinus (312-337) tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı zamanında ise Sultan Abdülmecid (1831-1861) tarafından imar edilmiştir.
Sultan Abdülmecid’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultanın burada romatizmalarına şifa bulması buranın ünlenmesine sebep olmuştur. Bu yüzden Sultan Abdülmecid buraya yeni banyolar ve köşkler yaptırmıştır. Daha sonrada Sultan II. Abdülhamid ( 1876-1908) zamanında yeniden ünlenmiştir. Suyun ilk tahlilleri yaptırılmıştır. Termal kaplıcaları suları dünyanın en gözde sağlık merkezi haline gelmiştir. 1911 yılında Roma’da yapılan Dünya kaplıca suları yarışmasında en faydalı su sıfatıyla Dünya birincisi olmuştur.

Türkiye’de Demokrasinin gelişmesinde ilk adım (Serbest Cumhuriyet Fırkası) Yalova’da kurulmuştur (1930)
Atatürk, halkın genel eğilimlerini yakından izlemek ve milletin her an nabzını yoklamak istiyordu. Bu amaçla çok partili rejimin yerleşmesini istemişti. Bu düşüncesini de Yalova’daki köşkünde yakın çevresiyle paylaşmıştı.
Eski ve kendisine pek bağlı arkadaşı, o sıra da Paris Büyükelçisi olarak hizmet gören Ali Fethi (Okyar) Beyi yeni bir parti kurmakla görevlendirmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Ali Fethi Bey'e, "Bir parti kur, başına geç ve düşüncelerini Mecliste müdafaa et. Bu suretle particilikten beklenen faydayı da temin etmiş olursun" dedi. Böylece Serbest Cumhuriyet Fırkası Atatürk'ün arzusu ile çok partili hayata kavuşmak için 12 Ağustos 1930'da kuruldu.
Atatürk, Fırka Başkanı Ali Fethi Bey'e yazdığı 11 Ağustos 1930 tarihli mektupta, "Reisicumhurluğun uhdeme teslim eylediği yüksek ve kanuni vazifeleri Hükümette olan ve olmayan fırkalara karşı adilane ve bitarafane ifa edeceğime ve laik Cumhuriyet asası dahilinde fırkanızın her türlü faamileü cedelarmadırır sid ergele guramayacağını emniyet edebilirsiniz" diyerek talimat vermiştir. Serbest Cumhuriyet Fırkası liberazmi savunan bir muhafelet partisi olarak siyasi mücadeleye girdi. Programına göre parti, Cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve laiklik esaslarına bağlı kalacaktı.
Parti ayrıca seçimlerin tek dereceli olmasını ve kadınların siyasi haklara sahip olmasını da savunmuştur. Parti genellikle Cumhuriyet Halk Fırkası'nın devletçi görüşüne karşı liberalizmi savunuyordu. Serbest Cumhuriyet Fırkası süratle gelişti. Fethi Bey'in Ege gezisi, halkın hükümet, devrimler ve laiklik aleyhine gösteri yapmalarına vesile oldu. Bütün tedbirlere rağmen gericilik yeniden tehlikeli hüviyeti ile ortaya çıktı. Partiye girenleri kontrol mümkün olamıyordu. Partiye girenler gerici ve tutucu koyu bir propagandaya giriştiler. Fesin tekrar giyileceğini, tekkelerin açılacağını,
Arap harflerinin kullanılacağını söylemekten ve hatta Mustafa Kemal Paşa aleyhine konuşmaktan çekinmediler. Fethi Bey'in de kontrolünden çıkan olaylar, onu Mustafa Kemal Paşa ile karşı karşıya getirmiştir. Pek kısa bir zaman yaşayabilmiş olan Serbest Cumhuriyet Fırkası zamanında genel ve ara seçimler yapılmamış belediye seçimleri yapılmışsa da bu seçimler büyük çoğunlukla Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından kazanılmıştır. Mecliste belediye seçimlerinde baskı yapıldığı iddia edilerek hükümet eleştirilmiştir. Bu münakaşalar, çok sert bir mücadele halini almıştır. Nihayet Serbest Cumhuriyet Fırkası, 18 Aralık 1930 tarihinde kendi kendini kapatmıştır.


Türk Tarih Kurumu Yalova’da kurulmuştur.(1931)
Türk Tarih Kurumu Atatürk'ün eseridir. Türk ulusunun büyüklüğüne ve üstün uygarlık yeteneklerine içten inanmış olan Atatürk, onu en uygar milletlerin düzeyine çıkarmak için önce tarihini bilmesi ve bunun içinde onu ilk kaynaklardan kendisinin araştırarak öğrenmesi gerektiğine inanıyordu. Atatürk'ün direktifleriyle, 16 üye tarafından, 15 Nisan 1931' de "Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti" adı altında kurulan Kurum'un adı 3 Ekim 1935'te Türk Tarih Kurumu'na çevrildi.
Atatürk, yalova termal deki köşküne geldiği ve çalışma ortamı bulduğu süre içersinde sürekli olarak yaşamının son günlerine dek Kurum'un çalışmalarına kendisi önderlik etmiş, çalışma planını kendisi çizmiştir.


Türk Dil kurumunun kurulması kararı Yalova’da alınmıştır.(1932)
Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kuruldu. Türk Dil kurumunun kurulması kararı Yalova termal kaplıcalarında Atatürk köşkü’nde çalışmalarını sürdüren Atatürk ve yakın arkadaşları tarafından kuruldu. Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif'at, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri'dir. Kurumun ilk başkanı Sâmih Rif'at'tır.
Türk Dili Tetkik Cemiyetinin amacı, "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek" olarak tespit edilmiştir. Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Birinci Türk Dili Kurultayı sonunda Kurumun "Lügat-Istılah, Gramer-Sentaks, Derleme, Lenguistik-Filoloji, Etimoloji, Yayın" adları ile altı kol hâlinde çalışmalarını sürdürmesi kabul edilmiştir.
Sonraki kurultaylarda bu kollardan bazıları ayrılmış, bazıları tekrar birleştirilmiş; fakat ana çatı değiştirilmemiştir. 1934'te yapılan kurultayda Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olmuştur.

Türkiye’nin İlk Kadın Muhtarı Gacık Köylü Meliha Manço (1932)
Çağımıza damgasını vuran en önemli kararlardan biri de Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin TBMM’de kabul edilmeden önce, Atatürk’ün isteği üzerine Yalova’nın Gacık Köyüne 22 yaşındaki Meliha Manço atama yoluyla Muhtarlık görevine getirilmiştir. 1932 yılında Muhtar olan  Meliha Manço, Türkiye’nin ilk Kadın Muhtarı unvanını böylelikle elde etmiştir. Ulu önder Atatürk, aldığı bu kararla bir kez daha Yalova’nın adını Cumhuriyet devrimleriyle öne çıkarmıştır.
Atatürk,  Cumhuriyetin ilk yıllarında 1932 yılında kadınların da ülkeyi yönetebileceklerini göstererek, Meliha Manço’yu  Cumhuriyet tarihinin ilk kadın muhtarı olarak Gacık Köyü Muhtarlığı görevine getirmişti.  Meliha Manço, Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olmasına rağmen, resmi kayıtlarda adı geçmiyor. Ancak Yalova Yerel Gündem 21 Kadın Meclisi, Meliha Manço’nun Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olarak kayıtlarda yer alması için  2008 Mayıs ayı içinde girişimlerine başladı.
Yalova’yı sık sık ziyaret eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu ziyaretlerin bir kaçında Gacık Köyü’ne de uğruyor. Atatürk, köye gelişlerinden birinde dikkatini giyimiyle kuşamıyla tam bir Cumhuriyet kızı gibi duran Meliha Manço çekiyor. Hem geleneksel Anadolu kadınının cesaretini, hem de Cumhuriyet döneminin zarafetini taşıyan bu genç kadını Atatürk Türkiye’ye örnek olması için Gacık Köyü’ne muhtar yapıyor.
Böylece Meliha Manço, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı olarak adını alıyor. 1932 yılında muhtar olan Meliha Hanım, Atatürk’ün köye diğer gelişlerinde de köylünün sıkıntılarını, dertlerini aktarıyor. Halen kullanılan köy yolunu da köylünün kendisiyle birlikte genişletiyor, okul binasını onartıyor. 1934 yılında da görevi kendi isteğiyle bırakıyor.

Cumhuriyet Döneminin en lüks oteli Yalova Termal’de açılmıştır (1938)
1936 yılında yapımına mimar sedat Hakkı eldem tarafından hazırlanan plana göre yapılan Termal Otel 4 katlı ve 90 odalıydı. Terkal otel’de ayrıca özel olarak yapılmış Atatürk odası bulunuyordu. Atatürk bu odasına özel yapım bir asansörle çıkıyordu. Özel eşyalarıda bu odada muhafaza ediliyordu. Atatürk’ün isteği üzerine yapımına 1936 yılında başlanan dönemin en lüks oteli 22 Ocak 1938 yılında Atatürk tarafından gerçekleşti.
Termal otel’in zemin katında uzman hekimlerin görev aldığı fizik tedavi merkezleri, 800 kişilik balo salonu ve 500 kişilik yemek salonu bulunuyordu. Otel’de her biri yarım ton olan 3 dev avize ve tarihi çin vazolarının yanı sıra ünlü ressamların tabloları duvarları süslüyordu. Türkiye’nin en lüks oteli olması nedeniyle yabancı ülkelerin başbakanları bu otelde konaklamıştır. Termal otele gelenler arasında İngiliz kralı Edward, Alman Cumhurbaşkanı Heuus, İran şahı Rıza Pehlevi, Irak kralı faysal gibi önemli devlet başkanları burada konaklamıştır.
Ayrıca cumhuriyet tarihine damgasını vuran hemen hemen herkes bu otelde konoklamıştır. Termal otel 12 Eylül darbesi ile birlikte önce tadilat gerekçesiyle kapatılmış, tadilatı yapıldıktan bir süre sonra 1984 yılında Turizm Bankası Genel müdürü Cafer Canlı’nın onayı ile bir gecede yıkılmıştır.


Türkiye’nin ilk Süs Bitkileri lisesi Yalova’da kurulmuştur (1992)
Yalova süs bitkileri lisesi 30.12.1992 tarih ve 420 sayılı onaylı onayları ile 1993-1994 eğitim-öğretim döneminde ilk defa Yalova'da açılmış ve aynı yıl karma olarak 34 öğrenci ile Yalova Kız Meslek Lisesi bünyesinde eğitim ve öğretime başlamıştır. Yalova Kız Meslek Lisesindeki fizik yetersizlikten dolayı 1995 yılının kasım ayında kaymakamlık onayı ile Kadıköy beldesindeki boş bir ilk öğretim binasında eğitim-öğretim faaliyetlerine devam edilmiştir.
Milli Eğitim Müdürlüğümüzün girişimleriyle Kadıköy Belediyesine ait Yeşilova Mahallesindeki 17 dönümlük arazi Kadıköydeki arazi okul binası ile takas edilmiştir. Bu arazi üzerine Esved ve Sabri Aytaşman adlı hayırsever kardeşler tarafından şu anki okul binası yapılmıştır. 1995-1996 eğitim-öğretim yılının 2. döneminden itibaren bu binada eğitim-öğretim faaliyeti devam etmektedir. Yalova daki çicekçilik kooparatiflerinin bağışları ile 2 adet uygulama serası yapılmıştır.
Daha sonra okul imkanlarıyla 2 adet sera daha yapılmıştır. 14.12.1995 tarih ve 420-513-4545 sayılı makam onayı ile 1995-1996 öğretim döneminde Esved ve Sabri Aytaşman Süs Bitkileri Meslek Lisesinin Esved ve Sabri Aytaşman Anadolu Süs Bitkileri olarak değişitirilmiş, o dönem için ön kayıt daha sonrası için sınavla öğrenci alınması uygun görülmüştür.


Türkiye’nin ilk sertifikalı inşaat işçileri Yalova’dadır (2000)
Yaşadığımız 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yapım kararı alınan kalıcı konutların tamamlanması için TMMOB ve Yalova Milli eğitim müdürlüğünün işbirliği ile yalova ve ilçelerinde uygulamalı inşaat, demirci, sıvacı, duvarcı gibi meslek sektörlerinde çalışan işçilere 45 günlük kurs sonucunda yeterlilik sertifikası verildi.
Bu uygulama ülke çapında ilk kez Yalova’da gerçekleşti. Ancak sertifikalı işçilerin ücretlerinin vasıfsız işçilere kıyasla fazla olması nedeniyle sertifikalı işçi çalıştırmak yerine vasıfsız, sigortasız işçi çalıştırma tercih ediler noktaya gelmiştir.


E-devlete geçişte Türkiye’de ilk pilot bölge Yalova olmuştur.(2001)
Başbakanlık tarafından koordine edilen e-Türkiye projesinde Yalova pilot bölgfe seçildi. Yetişmiş işsiz ve bilişim konusunda çalışmaya istekli genç bir nüfusa sahip olduğu için seçilen Yalova'da Valilik ve Belediye bünyesinde gönüllülerden oluşan bir de Proje Yönetim Ofisi kuruldu.
Yalova'nın pilot bölge seçilmesinde Hindistan'da uygulanan bir model örnek olarak alındı. Hindistan'da tüm ülkeyi kapsayacak olan elektronik iletişim sistemi projesinde önce ülkenin insan gücü bakımından gelişmiş ancak bu potansiyelinden yararlanılmayan bir kenti pilot bölge seçilmişti. Kurulan sistem daha sonra tüm ülkeye yaygınlaştırılmıştı. Yalova da benzer biçimde sanayi kentlerine yakınlığı, iklim ve doğa avantajları ve gönüllü oluşumların yoğunluğu nedeniyle 'elektronik Türkiye' projesinde pilot bölge seçilmesi kararı alındı.
Proje kapsamında Yalova Valliği ve belediyesi ile birlikte diğer resmi kurumlar web sayfalarını oluşturarak internet üzerinden erişim sağladı. Ayrıca Tüm merkez ilçe ve köy muhtarlık ofisleri internet erişim noktası haline getirildi. Kentin değişik bölgelerine kiosk’lar konularak e-devlete geçiş sürecinde yalova önemli bir adım atmış oldu.


E-demokrasi uygulaması ilk kez yalova’da gerçekleşmiştir.(2002)
Yalova Belediyesi Türkiye’de ilk kez Rüstempaşa Mahallesinde başlatılan e-demokrasi uygulamasına 5000 seçmeni olan mahalleden 3635 kişi katıldı.Yalova Belediyesi tarafından başlatılan e-demokrasi uygulaması ilk sınavını başarıyla verdi.
Rüstempaşa Mahallesi'nde belediye tarafından yapılacak yatırımların öncelik sıralamasının mahalle halkı tarafından yapılması istendi. Yalova Belediyesi'nin
www.yalova-bld.gov.tr adresindeki web sitesinde Rüstempaşa Mahallesi'ne yapılması planlanan 16 yatırım projesinden bu yılın ikinci yarısında bütçeden bu mahalle için 150 milyar liralık para ayrılabildiği ifade edilerek vatandaştan bu sınırlar içersinde yatırımlara öncelik sıralaması yapması istendi.
Evlerinde, işyerlerinde internet bağlantısı olanlar buralardan, olmayanlar Belediye Hizmetevindeki internet bağlantısından yararlanarak tercihlerini yaptılar. 5000 Dolayında seçmen bulunan Rüstempaşa Mahallesinde 3635 kişi e-demokrasi uygulamasına katılarak oy kullandı.

 
Copyright 2010 SiteName.com. All Rights Reserved.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol